12 Mayıs 2010 Çarşamba

Tükenmeyen Kaynak

Amin Maalouf'un "Çivisi Çıkmış Dünya" kitabından:

"Kültürü diğerleri gibi bir alan ya da belli bir insan kategorisi için yaşamı güzelleştirmenin bir yolu olarak görmek hangi yüzyılda olduğumuzu, hangi binyılda olduğumuzu şaşırmak demektir. Bugün kültüre düşen yol, çağdaşlarımıza hayatta kalmalarını sağlayacak entellektüel ve manevi araçları sağlamaktır, başka bir şey değildir.

Tıbbın bize armağan ettiği o fazladan onlarca yılı neyle dolduracağız? Gitgide daha çoğumuz daha uzun ve sağlıklı bir yaşam sürüyor; ister istemez sıkıntının, boşluk korkusunun pençesine düşebilir ve bu durumdan tüketim düşkünlüğüyle kurtulmaya çalışabiliriz. Yeryüzü kaynaklarını çok hızlı tüketmek istemiyorsak, olabildiğince başka tatmin biçimlerine, başka haz kaynaklarına, özellikle de bilgi edinmeye ve ışıltılı bir bir içseş yaşam geliştirmeye öncelik tanımamız gerekecek.

Burada sözkonusu olan, insanın kendini bir şeylerden yoksun bırakması ya da çileciliğe gömülmesi değil. Ateşli bir Epikurosçu olduğumdan, bütün yasaklardan iğreniyorum. Mutluluk için dünya nimetlerinden yararlanmayı,hatta genellikle onları kötüye kullanmayı sürdüreceğiz, kimseyi suçlamayacağım bu konuda. Ama yaşamın bize sunduklarından daha uzun süre ve doyasıya faydalanmak istiyorsak, davranışlarımızı değiştirmek zorundayız. Duyularımıza hitap eden renkleri azaltmak için değil, tersine, onları daha da fazlalaştırmak, canlandırmak için, belki de daha yoğun başka doyumlar aramak için.

Enerji kaynaklarını, bir yandan tükenen ve bozulan fosil, diğer yandan da güneş, rüzgar enerjisi ve jeotermik enerji gibi yenilenebilir olan, tükenmeyen enerji kaynakları olarak ayırmıyor muyuz? Yaşam tarzımızdan sözederken de buna benzer bir ayrım yapılabilir. Yaşamın gereksinimlerini ve hazlarını daha çok tüketerek karşılamaya çalışabiliriz, ama bu yeryüzü kaynaklarına zarar verecek ve yıkıcı gerilimlerin yaşanmasına neden olacaktır. Ama onları başka türlü de karşılayabiliriz, örneğin yaşamın her döneminde öğrenime ayrıcalık tanıyarak, çağdaşlarımızı, çağdaşlarımızı dil öğrenmeye, sanatsal alanlara merak salmaya, bir biyoloji ya da astrofizik keşfinin değerini anlayabilmeleri için çeşitli bilim dallarını tanımaya teşvik edebiliriz. Bilgi sonsuz bir evrendir, bütün yaşamımız boyunca hiç de ölçülü davranmadan beslenebiliriz ondan, ne yapsak tüketemeyiz onu. Üstelik daha iyisi: Ondan ne kadar beslenirsek, dünyayı da o kadar az tüketiriz."