Kendi iç yolculuğuna çıkan her insanın bir dönem, bir şekilde takıldığı bir konu olduğunu sanıyorum: Yalnızlık nedir? Tek başınalık nedir? Bu soru özellikle ansızın kendi kendinize olmaktan da büyük bir keyif aldığınızı ve fakat sosyalleşmenizde, eskiye kıyasla, görünürde bir düşüş olduğunu farkettiğiniz (veya bunun size çevrenizdekilerce farkettirildiği) zaman aklımıza düşer.
İnsanın kendiyle olmaktan delice zevk alması, tek başınalığının saltanatını sürmesi aslında onun yalnız olduğuna mı işaret eder? Yoksa hayattaki en büyük nimetlerden biri midir?
Osho'nun bu konuya ışık tutan bir yazısını paylaşmak istedim bugün. Bakın bakalım içiniz ne diyor ?? Siz yalnız mısınız? Yoksa tek başına mı?
"Yalnızlıktan Tek Başınalığa...
Yaşamlarımızda önemli bir başkası olmadığında kendimizi ya yalnız
hissederiz ya da yalnızlığın getirdiği özgürlüğün tadını çıkarırız. Derinden
hissettiğimiz gerçekler konusunda başkalarından destek alamadığımız zamanlar, kendimizi ya yalnız ve acı dolu hissederiz ya da vizyonumuzun, ailemizin, dostlarımızın veya iş arkadaşlarımızın onayına olan insani gereksinimimizin üstesinden gelecek kadar güçlü olmamıza seviniriz. Yaşama bakış şeklimiz yolumuzu belirler.
Yalnızlık kelimesi bile insanın içinde bir üzüntü yaratmaya yeter. Bu sadece
yanlış bir çağrışım, yanlış bir yorumdur. Buna yalnızlık, yalıtılmışlık yerine tek başınalık demek daha doğrudur. İnsanlar yalnız olduklarında üzülmeleri gerektiğini düşünürler. Bu doğru değildir, insanlarla olmanın getirdiği mutluluk son derece yüzeyselken, kendi başına olduğunda beliren mutluluk ise muazzam bir derinliğe sahiptir. Tek başınalık üzüntü getirmez. Tek başınalığın en derinlerine bir kez olsun inmişsen, artık her türlü ilişki sana yüzeysel gelecektir.Tek başına olduğunuz zaman yapayalnız değilsiniz.
yanlış bir çağrışım, yanlış bir yorumdur. Buna yalnızlık, yalıtılmışlık yerine tek başınalık demek daha doğrudur. İnsanlar yalnız olduklarında üzülmeleri gerektiğini düşünürler. Bu doğru değildir, insanlarla olmanın getirdiği mutluluk son derece yüzeyselken, kendi başına olduğunda beliren mutluluk ise muazzam bir derinliğe sahiptir. Tek başınalık üzüntü getirmez. Tek başınalığın en derinlerine bir kez olsun inmişsen, artık her türlü ilişki sana yüzeysel gelecektir.Tek başına olduğunuz zaman yapayalnız değilsiniz.
Yalnızlık ile tek başınalık arasında büyük bir fark vardır. Yalnız olduğunuz zaman bir başkasını düşünmektesinizdir, bir başkasını özlemektesinizdir. Yalnızlık olumsuz bir durumdur. Diğeri-dostunuz, kocanız,karınız, anneniz,sevgiliniz - yanınızda olsa daha iyi olacağınızı hissediyorsunuzdur. Diğeri yanınızda olsa çok iyi olacaktır, ama değildir. Kişinin er ya da geç yalnızlıkla karşı karşıya gelmesi gerekir. Bir kez onunla yüzleştiğinde, yalnızlık renk değiştirir,nitelik değiştirir. Tek başınalığa dönüşür.
Yalnızlık diğerinin yokluğudur. Tek başınalık, yanınızda kendinizin olmasıdır. Tek başınalık çok olumludur. Bir varlıktır, bol bir varlıktır. Varlıkla o kadar dolusunuzdur ki , varlığınızla tüm evreni doldurabilirsiniz ve başkalarının varlığına ihtiyaç kalmaz. Yalıtılmışlık içinde üzüntü ve sefaleti barındırırken, kendi başınalık gerçek mutluluğa dair bir enginliğe sahiptir."
OSHO
8 yorum:
tek başına olmayı hakikaten seven biriyim. yalnızlık değil o, tam tersine ''seçilmiş'' ve dinlendirici.
"Seçilmiş" tarifi hoşuma gitti, hakikaten seçiyor insan tek başınalığı.
ben de özel olarak "yalnız kalma" zamanları yaratmayı severim kendime:) malum bugünün koşturmacasında kaliteli bir yalnızlığa ulaşmak bile emek istiyor..
Tek başınalığa zemin hazırlayan şey biraz da "sessizlik" oluyor sanırım Pisikopati; önce sessizliği yaratmak lazım ki tek başınalığın baş döndürücü keyfi başlasın:)
yalnızlık da tek başınalık da yerine göre gerekli, iyi hoş da şarkı "eksik bir şey mi var hayatımda" dediğinde, burun direğini sızlatan neyse iyi bir şey değil :)
kalabalık içinde sessiz sözsüz mü tek başına aklındaki çok sesli koro mu deseler ritim tutar tek başınalığı seçerdim o kesin...
Pusarıkçım burnunun direği öylece sızlamalı ki bir sonraki yaşam tecrüben için gerekli donanımı, içgörüyü kazanabil. Tanımladığın sürece iyi veya kötü yok, ama hepimiz öyle öğrendik ve tanımlama ihtiyacı duyuyoruz. Yalnızlıktan tekbaşınalığa geçiş bir süreç ve bu süreçte herşey insana mahsus. Bir gün kendini yalnız ve üzgün hissedersin, ertesi gün tek başına ve mutlu... Önemli olan sana gerçek tatmini hangisi veriyorsa, bilinçle onu seçebilir hale gelmek... Hayatı algılayış şeklimizle ilgili çoğu zaman olan herşey. Şimdi burun direğini sızlatan, ileride senin "iyi ki olmuş, iyiki sızlatmış" diyeceğin, ödülleri sonradan verilecek önemli yaşam tecrübesi olabilir ve genelde öyledir:)
bu durum çok değişken olabilir ikisi bence bir bütün, yalnızlık ve tekbaşınalık
dünya için deneyim kazandığını ve yaşadığını düşünen bir insan tek başınalığı yaşayamaz diyorum... birazda düşünmekle alakalı, insan ne düşündüğünü hep duyduğu için düşüncede bir çeşit ses olduğu için düşünceyi anlamlandırmak Sesi kesmenin bitirmenin ve tek başınalığın gereğidir. seçmek gerekir. ''Seçilmiş''lik sözüde zaten burdan gelmektedir...
Yorum Gönder