2 Şubat 2009 Pazartesi

MİM:)

Bir süredir yazı yayınlayamadık. Yazı yokluğundan değil, onlarcası sırada bekliyor, emin olun:) Evde mini bir tadilat sürmekte bir kaç haftadır. Şu anda boya faslındayız. İş prensipleri gereği yalnız çalışan boyacı ustamız hayatımda gördüğüm en titiz insanlardan biri, evdeki herşeyi büyük bir özenle paketlemiş zarar görmesinler diye. Paketlenenler arasında fotoğraflarımızın bulunduğu hard disc'imiz de var. Sırada bekleyen yazılar fotoğrafsız yayınlansın istemedik, o nedenle mecburi bir ara verdik.

Bu arada Brajeshwari'nin çok sevgili yoga eğitmeni ve arkadaşı Nilambara mimlemiş beni. Kendisiyle henüz şahsen tanışmadım, ama Brajeshwari bahseder ondan bolca ve sevgiyle. Sevdiklerimin sevdiklerine ben de yakın hissederim kendimi, o nedenle Nilambara beni mimleyince çok sevindim ve elbette cevapsız bırakmak istemedim.

Mim'in konusu şu: en yakınımdaki ilk kitabın 161.sayfasındaki 5.cümleyi yazacağım. Kesinlikle beğendiğim bir kitabı ve en beğendiğim cümleyi arayıp tarayıp bulmayacağım, sadece yakındaki kitap olacak. Sonra o cümleyi buraya yazağım ve pası 5 arkadaşıma daha atacağım.

Mim'i ofiste cevaplamak istemedim, çünkü elimi atacağım her kitap meslek kitabı olacaktı. Akşamı bekledim ve bu aralar ilgiyle okuduğum kitabımdan seçmeyi uygun buldum cümleyi.

Kitabın adı "Akışa Teslim Olmanın Sırrı", yazarı Guy Finley. 161. sayfasının 5.cümlesinin de bulunduğu bölümün adı "Kalıcı Benlik Hakimiyeti için Özel Çalışma"; 5. cümle şöyle diyor:

"Eğer hayatınızla doğru şeyleri yapıyor idiyseniz, bunun böyle olduğunu size söyleyecek başka birine ihtiyaç duymazdınız."

Ne anlamlı değil mi?

Henüz bu sayfaya gelmemiştim. Keyifle okuduğum ve sık sık üzerinde düşündüğüm için de özellikle yavaş gidiyorum. Şimdi burada ister istemez bir üst cümleye de gözüm ilişti; iyisi mi bu yazının son cümlesi olsun:

"Kendinizi aramayın. Kendiniz olmaya cüret edin".

Ben pası havaya atıyorum, ilgilinen tüm arkadaşlar mimi cevaplayabilir. Böylece birbirimizden kitap tavsiyesi alırız:)



17 yorum:

Brajeshwari dedi ki...

okudugum en güzel 161/5 mimlerinden biriydi.Çok anlamlı çıktı sözler..
Düşünüyorum üstüne..Alıyım ben bu kitabı en iyisi...

Sevgiler Başakcımm.....

PERİLİ KÖŞK dedi ki...

bende aynı konu ve bir başka konuyla mimlemiştim seni :),
güzel bir cümleymiş....

Nilambara dedi ki...

Sevgili Başak, buarada bir itirafta bulunayım;
bir haftasonu geç saatlere kadar / ya da sabahın erken saatlerine kadar mı demeli :) / yazılarınızın içinde kayboldum, sizlerle birlikte Ağrı'ya tırmandım nefes nefese ve çoşkuyla zirveye kollarımı açtım, mavi yolculardan biri de bendim, Kilimanjaro'da sizle birlikte adım adım ilerledim, Hemingway'i içeren ortak bir anımız olduğunu farkettim :))
seninle birlikte şükürlerimi sundum ve nihayet çok geç olmayan bu saatte bunları paylaşma fırsatı buldum :))

keyifle mimledim seni ve keyifle cevapladığın için de çok teşekkür ederim :)

ve bu cümleyi;
"Kendinizi aramayın. Kendiniz olmaya cüret edin". başucu cümlelerim arasına aldım :)

sevgilerimle,

Nilambara dedi ki...

ve tabii ki en sevgili arkadaşlarımdan Brajeshwari'nin sevdikleri benim de sevdiklerim... :))

Basak dedi ki...

Burcucum tavsiye ediyorum ben de, o kadar farklı yerlerde karşıma çıktı ki bu kitap, almak farz oldu demiştim, iyiki de almışım.

Sevgili Nilambara yorumların benim için çok kıymetli, çok teşekkür ederim. Bana çok anlam ifade eden anılardı onlar, daha çok kişiyle paylaşmak ve paylaştığım insanların da buralarda kendilerinden birşeyler bulması kadar keyifli bir şey olamazmış, yeni yeni anlıyorum:)

Ah Perili Köşk'üm ben seni ne zamannasıl atladım??? İnanımıyorum ve üzüldüm gerçekten. Hemen hangi yazını kaçırdığımı tespit etmeliyim. Sen de bana yardımcı olursan çok sevinirim. ben seni hiç cevapsız bırakır mıyım? Büyük ihtimalle atlamışım ama düzenli bakarken bloguna bu nasıl oldu tam anlayamadım:(

Adsız dedi ki...

çok güzel bir cümle hakkaten başakcım. ne kadar da doğru! kendi yaşantımı düşünündüğümde bu kitabı alıp okumanın iyi bir adım olabileceğini hissettim nedense:)

Basak dedi ki...

Dilaracım; yoluna çıktılarsa bir sebebi vardır, tesadüfe inanmaz oldum malum ben uzundur. Bir bak o zaman arkadaşım, ki bilirim hayatın fırsatlarını en iyi farkeden ve değerlendirenlerdensindir ("çekoslavakyalılaştıramadıklarımızdanmısınız" gibi oldu:).

kekvekahve dedi ki...

sevgili başak, 61. sayfanın 5. cümlesi bana Orhan Pamuk'un Beyaz Kalesinde okuduğum ve hiç unutamadığım bazı satırları hatırlattı. Orada da hoca bir süre sonra italyan kölenin kölesi haline gelir ve giydiği her kıyafetin, yaptığı her işin "tüm özgüvensiz insanların yaptığı gibi" onayını İtalya köleden almak ister. O satırları okuduğumdan beri en yakınımdakine bunu mu giymeliyim yoksa şunu mu; sence orada böyle demememelimiydim, diye sorarken özgüvenim şöyle bir sallanır durur yerinde.

Basak dedi ki...

Sevgili Kek ve Kahve; Çok güzel bir örnek oldu bu. Bunu farkediyorsan, özgüven sağlam yere demir atmış demektir zaten. Demirli tekneler gibi, sallanır rüzgarda, fırtınada, ama hiç bir yere gitmez:)

... dedi ki...

insan kendini arar ama kendi olmaktan korkar hep.
aslında aradığı şey yine kendi içinde mevcuttur.

Basak dedi ki...

Defnecim aradığının içinde olduğunu anladığın gün yeniden başlıyorsun hayata, aslında hergün yeniden başlıyor hayat, öyle düşünmeye başladım:)

:)den dedi ki...

Başak, ben de bu kitabı okuyorum:) Kitaüpdaki en sevdiğim cümle, "
"Kendinizi aramayın. Kendiniz olmaya cüret edin" oldu benim de...
Çok keyifli bir mim cevabı oldu benim için.
Neden yeni yazı girmediğini merak ediyordum ki, (kendi blogumu sık sık güncellemesem de, komşu blogları, yeni yazı diye tacizde bulunmam da garip ama neyse!) tadilat işiyle meşgul olduğunuzu öğrendim. Kolaylıklar diliyorum canım.
Sevgiler...

Uma dedi ki...

Muhtesem cumle secimin ici tesekkur ediyorum gonulden. Insan ancak kendi olabildikten sonra, kendinden vazgecip GERCEKTE kim oldugunu arayabiliyor...

Uma dedi ki...

Dun mesaj birakmistim ama kaydolmamis :) Tabii insanin icindeki ayni seyi genelde iki kere soyleyemiyor :)
Diyecegim o ki muhtesem bir cumle secmissin kitap icinden. Kendimiz olmaya curet edip, olacagiz ki, sonra GERCEKTE kim oldugumuzu sorabilelim kendimize...

Basak dedi ki...

Güldenciğim ne hoş eşzamanlılık değil mi? Ben henüz bitirmedim, pek çok bölümü dönüp yeniden okuduğum düşünülürse biraz daha zaman alacak gibi:) Bir çok yazının taslağı hazır ama fotosuz yayınlasam anlamı eksik kalacak gibi geldi. Haftasonu tadilat işi bitti fotoların olduğu bilgisayarı da bağladık nihayet. Umarım akşam itibariyle yayınlamaya başlayacağız:)

Sevgili Uma; ben de uzun süre kendini arayan biri olarak yakın zamanda onun bulunacak değil olunacak bir şey olduğunu farkettiğimde hayatım başka bir kanala girdi. Bunun keyfini ve verdiği huzuru anlatması zor oluyor ama anlatmaya gerek var mı? Sen anlamışsındır zaten:) Sevgiler

yavasyavas dedi ki...

kendimizi aramak üzerine kurulu bir varoluşçu komedi film vardı: I heart huckabees. ondan bir alıntı:
"ben nasıl ben olamam ki"

Basak dedi ki...

sevgili Yavaş Yavaş, hayat sen kendin olmayı beceremedikçe acıklı dersler vermeye devam ediyor galiba:)