Bugüne kadar yaptığım 4 iş: 92 ve 93 yıllarında Star TV'nin düzenlediği Türkiye Güzellik Yarışması'nın başvuru formlarını dağıtan ve toplayan Ankara Başvuru masasında çalıştım birer ay süreyle. Yine aynı yıllarda farklı zamanlarda bir kaç uluslararası fuarda stand hostesliği yaptım. 95 yılında 1 yıllık avukatlık stajımı özel bir hukuk bürosunda yaptım, köle gibi çalıştım, avukatlığın ne meşakkatli bir meslek olduğunu, hele ki Türkiye'de adliye avukatlığının ne kadar zor olduğunu anladım (adliye avukatlığı yapmamaya karar verdim:). 97'den bu yana bir holdingin uluslararası hukuk müşavirliğinde önce avukat olarak, 2003'ten itibaren de hukuk müşaviri olarak çalışıyorum.
Defalarca seyrettiğim (ve seyredeceğim) 4 film: Gladyatör, Cesur Yürek, Into the wild ve Snatch (Kapışma)
Yaşadığım 4 yer: Söke, Kuşadası, Brighton-İngiltere, Ankara
Sevdiğim 4 TV programı: TV ile ilişkim minimum, esiri olmuyorum, takip ettiğim program da yok haliyle. Ama belgesel izlemeyi çok sevdiğim için belgesel kanalları, en çok da yerli belgesel kanalı İZ TV benim favorim.Sevdiğim 4 tatil yeri: Kaş, Eski Datça, Dalyan, Bodrum-Gökova arasındaki Mazı Koyu
Sevdiğim 4 yemek: Salatanın her çeşidi (yemek sayılmıyor gerçi ama benim için ana yemek odur, olmazsa olmaz, o yoksa sofra eksiktir, o olmadan ne yesem aç hissederim kendimi), balık ve tüm deniz ürünleri, her çeşit peynir, her çeşit makarna
Hemen şimdi gitmek istediğim 4 yer: Abant'ta bir dağ köyündeki sığınağımız, Küba, Kaş, herhangi bir Yunan Adası
Gelelim son soruya: Son soruya benim içim hiç ısınmadı, evet romantik ve mesaj içeren bir amacı olduğu kesin. Ama benlik değil. Soru şuydu: Yağmur damlası olsan düşmek isteyeceğin 4 yer:) Ben bu soruyu en son orta 1'de dolaştırılan anket defterlerinden hatırlıyorum:) "Ben şimdi olanım, mevcut olanla ne yapacağıma baksam daha iyi" diyesim geliyor:) Sorunun cevabını bir daha dünyaya yağmur damlası formunda gelirsem düşüneyim en iyisi:)
Bu mim de benden, eğer henüz bu mime yakalanmadılarsa ve cevaplamak isterlerse, Handan'a, Ayşegül'e , ikiodabisalon'a, Uçan Martı 'ya ve Gayyor'a gitsin...
19 yorum:
Aslında bende daha önce sizi bu konu da mimlemiştim ama görmediniz demek ki. Bu sayede cevapları öğrenmiş oldum :)
Gladyatör'ü izlememiş biri olarak liste de 1. sıra da görünce artık zamanı geldiğini düşünüyorum.
teşekkürler güzel bayan ;),seni yakından tanıdım ve diyorum ki toprak çekiyor toprak :)))
Sevgili Benim Hayatım, nasıl kaçırdım? Böyle kaçırmalara üzülüyorum, bu aralar biraz telaşım var, sizleri takip etsem de bazen kaçırmalar oluyor. Kusura bakma. aman tanrım, bana göre Gladyatör'ü seyretmemek hayatta önemli bir eksik var demek:))) Abarttım tabii ama, ben o filmi kaç kez seyrettiğimi unuttum, oradaki hikaye beni çok etkilemiştir. Şiddetle tavsiye ederim o zaman.
Perili Köşk'üm evet, kesin toprak çekiyor:)
Ben de into the wild, abant, kaş, televizyonsuzluk ortak yönlerini ve yağmur damlası sorusuna olan cevabını görünce hımmm bizim topraklara uzak da olsa bişeyler ortak dedim. sevgilerle
Sevgili Guguk Kuşu senin topraklar neresi acaba? Çok mu uzak? Olsun, mesafeler bana genelde bir şey ifade etmiyor zaten:) Sevdiklerimi sevenler olduğunu bilmek keyif verici.
canım benim bu mim i yazmıştım ben..ama çok teşekkür ederim..yüreğinle kal..
Sağlık olsun gayyorcum, daha çok mim döner bu alemde, bir yerde yakalarım ben seni:)
Sevgili Başak bu mimler cevaplayan için çok keyifli olmasa da okuyan için harika oluyor:) Blog dostlarımızı biraz daha yakından tanımış oluyoruz.
Bir de sorular daha yaratıcı olsa tadından yenmeyecek ama...
Sevgiler...
salatasız sofraya sofra demem bende, sadece gözüm + bir çorba arar o kadar :D
bu blog sayfasını henüz çok yeni takip etmeye başladım. fakat daha ilk bakışımda karşılaştığım bu mim ile bir hayli bağlandım bloğa. özellikle buram buram ege kokan cevaplar ve beni esas etkileyen film cevapları sayesinde. (film cevaplarına tepkimi benim blog sayfama bakarsanız anlarsınız) bundan önceki yazılarınızı okumaya devam ederken bundan sonraki yazılarıda sabırsızlıkla bekliyorum.
sevgiyle kalın...
Sevgili Gülden; biraz da kendini yokluyorsun bu soruların cevaplarını düşünürken... O anlamda iyi geliyor bana:)
Sevgili Gaykedi o zaman senin güzel form tutuyorsundur:) Çorbayı ben de severim ama önce onu içince salataya yer az kalıyor:)))
Orçuncuğum; akşam eşim Alev açmıştı sayfanı, neden zevklerimizin çakıştığını anladım. Seni okumak keyifli olacak:) Teşekkürler çok...
Sevgili Pırıltılı Cadı; çok teşekkür ederim, nasıl sevindiğimi de tahmin edersin o zaman:) Ben de memnun olurum paylaşıma, sana mesaj atacağım. Sevgiler...
Ben de adliyede avukatlık stajını yaparken vazgeçmiştim avukatlık mesleğinden. Beni vazgeçiren en önemli neden avukatların müvekkillerini "anlaşarak" nasıl sattıkları gerçeği idi. Demek ki yalnız değilmişim.
Punto Abicim; demek meslekdaşız, çok sevindim. Dediğin şey ve daha bir sürü şey nedeniyle adliye avukatlığı bana göre de değildi. Kararımdan hiç pişman olmadım.
Başakçığım blogunda sana ulaşbileceğim bir mail adresi bulamadığım için, gönderinle alakasız maruzatımı buraya yazmak durumunda kaldım. Safran kardeş medyatik bir kişilik olmak istemiyor mu? Merak ediyoruz kendisini...
Bu arada gelmişken konuyla ilgili yorum da yapayım bari. Gladyatör güzel bir film ama Ben Hur'u seyredin bir de derim. Üstelik de çok eski bir teknolojiyle neler yapmış adamlar. Ayrıca Russel Crowe biraz "sad sam" bakışlı geliyor bana...:))))))
Pisikocuğum senin tombiki göre göre ben de bizimkini şöhret yapsam ya deyip duruyordum:)) Neden olmasın? Önce fiyakalı fotolarını bir bulayım...:)
Ben Hur'u da seyrettim o inanılmaz uzunluğuna rağmen. ama ben tarihi dekoru ve hikayesi olan filmelre bayılırım zaten. Haklısın o da güzel ama ne bileyim ben o Sad Sam'i çok severim bir de gladyatör'ün hikayesi bana çok etkileyici gelir.
tebrik ederim başak mimlendiniz :) nacizane ödülümü kabul ederseniz sevinirim...
Orçuncuğum sağol, kabul edilmez mi hiç???
Yorum Gönder