13 Ekim 2014 Pazartesi

Şükürler Olsun/1

Bir dostum 3 gün boyunca şükrettiğim toplam 9 şeyi yazmamı istemişti. Teklifi çok sevdim. Çünkü daha çok nelere ve neden şükrediyorum diye düşünmek de bir tür farkındalık yaratıyor(muş). Ben konuyu azıcık değiştirdim ve belli bir günde neye şükrettiğimi değil de bugüne kadar en çok şükredip, "iyi ki" dediğim şeylerin listesini yaptım. Dün 1. gündü ve işte listenin 1. bölümü:
1. Sağlığım yerinde olduğu için çok şükrederim. Kulağa çok yavan gelebilir, herkes ilk bunu söyler nitekim. Ancak, bazen insan öyle yaşam deneyimleri yaşar ki, sağlığın bu Dünyadaki en önemli şey olduğunu tüm benliği ile hisseder ve sağlıklı olduğun her güne bilinçli bir şekilde şükreder hale gelir. Geçmişte doğal olmayan şekillerde sevdiklerimi kaybettim. Kendim de çocuk sahibi olma serüvenim sırasında dış gebelik nedeniyle biz kez “net” olarak ölümün kıyısına geldim. İnsan kendi başına gelince daha iyi anlıyor sağlığın önemini. Özellikle oğlumun doğumundan sonra onunla uzun yılları paylaşmak istediğimden daha çok şükrediyorum sağlığım yerinde olduğu için.
2. Sahip olduğum aile için şükrederim. Benim "aile" kavramım geniştir yalnız: Kan bağı olanların yanı sıra, kan bağımın olmadığı bir çok dostum, arkadaşım da benim için "aile" ferdidir. Öncelikle; Türkiye'de yaşadığımız için babam gibi demokrat bir adam ile annem gibi aydın bir kadının kızı olmayı büyük şans sayıyorum. Hem disiplin ağlarını gevşetmeden özgürlüğümüzü yaşamamıza imkân tanıdılar hem de "yerel" ve "geleneksel" olanları değil, "evrensel" insani değerleri öğrettiler. Herhangi bir fikri, inancı dayatmadılar. Ne kadar genç ebeveyn olduklarını düşünürsek, bu konudaki başarıları gerçekten takdire değer. Herhangi bir konu hakkında kendileriyle utanmadan, sıkılmadan, suçluluk duymadan konuşma imkânı verdiler, hep birlikte içki de içtik, sigara da içtik, (annem hariç) argo da konuştuk:) Böylece kardeşim ve ben pek çok çocuğun ana-babasıyla paylaşmaktan korktukları için bulaştıkları bataklardan korunduk. Ve tabii ailemizle vakit geçirmekten zevk alan insanlar olduk ki pek çok insanın çok çeşitli nedenlerle ailesinden uzak kalmayı tercih ettiğini bildiğim ya da gördüğüm için bunu da önemli bir şükür kalemi olarak görüyorum. 
Güçlü ve bilge bir kız kardeşim olduğu için şükrederim. Eşimi tanıyana kadar hayatta beni en çok eğlendiren insan olmuştur ve benden daha olgun bir karakter olduğu için hala bana bir miktar “2. Annelik” yapmayı da sürdürmektedir. İyi ki var! Hayattaki en kral dostumdur. Eniştem Uğur da erkek kardeşimdir ve iyi ki vardır.
Ana, baba ve kardeşinizi seçemezsiniz. Ama eşinizi seçersiniz. Ben Alev gibi bir eşim olduğu için çok şükrediyorum. Yine Türkiye'de yaşadığımız gerçeğinden hareketle, benim gibi özgürlük düşkünü ve açık fikirli bir insanın eşim gibi zihnen ve davranış olarak tam bir batılı erkeğe denk düşmesi büyük şanstır. Bu konuda gerçekten şanslı olduğumu düşündüğümden her gün şükrederim Alev'i karşıma çıkarana  
Ve tabii ki oğluma, Balkan'ıma şükrederim: Ne zor ulaştım ben ona! Değdiğini görmek bana hayatımdaki en büyük tatmini veriyor. Böyle sevimli, komik, pozitif, akıllı bir küçük adama sahip olduğum için de her gün şükrediyorum.
Son olarak, arkadaşlarım olduğu için şükrederim. Çünkü bendeki emekleri, çekirdek ailem kadar olmasa da, büyüktür. Ve bunu diyebilmek büyük bir lükstür. Hayat, size yanlarında huzursuz, mutsuz, kuşkulu, gergin, "oynamak zorunda" olduğunuzu hissetmediğiniz arkadaşlar, dostlar sunmuşsa gerçekten şanslısınız demektir. Hele bir de arkadaşlarınız her şartta yanınızda olmakla kalmayıp, bir de üstüne sizi espri anlayışınızdan tutun da zeka seviyenizi bir kaç puan arttıracak kadar geliştirecek özelliklere sahipse, eh siz Tanrının gerçekten şanslı kulusunuz yani. Ben işte bu şanslı kullardanım işte, tanıştığımıza memnun oldum:)
3. Bu aralar Ankara’da had safhada gündemde olan bir konu (tesadüf mü, "etme bulma dünyası mı"?): Temiz su, temiz gıda ve barınma imkânına sahip olduğum için şükrederim. Yakın çevrem bilecektir ki beni en çok arızaya geçiren konulardan biri suyun olmamasıdır. Yıllar önce Afrika'ya gittiğimde gözlerimizle şahit olduğumuz bazı olaylar temiz su ve gıdaya erişme ve barınma imkânına sahip olmanın sağlık kadar önemli olduğunu farkettirmişti bana. Bu satırları, bir süredir Ankara'ya çaktırmadan verilen kirli Kızılırmak suyundan bugün itibariyle hastalanmış biri olarak yazdığım not edilsin lütfen:)

Bugünlük bu kadar:) Yarın devam edeceğim.

Hiç yorum yok: