15 Ekim 2014 Çarşamba

Şükürler Olsun/3

Dün şükür listesinde 3. ve son gündü ve bu da son günün listesi:
7. Okuyup yazabildiğim için şükrederim. Dikkat ederseniz "okuma ve yazma bildiğim" için demiyorum. Çünkü bizim çevremizde okuma ve yazma bilmeyen yok, ancak okumayan ve/veya yazmayan çok. Bu şükür kalemi belki de mesleğim nedeniyle oluştu. Çocukluğumdan beri okumayı ve yazmayı zaten seven bir insandım. Çekingen bir insansanız ve anneniz sokakta oynamanıza pek sıcak bakmıyorsa, mecburen okuma alışkanlığı edinirdiniz bizim çocuk olduğumuz yıllarda:) Sonra mesleğim nedeniyle iş hayatında da başlı başına okuma ve yazma temelli bir iş yapmaya başladım. Şunu görüyorum: pek çok insan "müthiş" donanımları olmasına rağmen okuma ya da yazma alışkanlığına sahip değil. Bu nedenle konuşurken ya da yazarken derdini tam ifade edemiyor veya okuduğunu ya da yazdığını/yazılanları anlamıyor. Veya tam tersi: İlk bakışta dikkat çekebilecek "müthiş" donanımları yok ancak mütevazı bir okuma ve/veya yazma alışkanlığı nedeniyle kendini, derdini çok iyi ifade ediyor, okuduğunu ve yazılanı anlıyor veya çok iyi bir iletişimci oluyor. Ya da bazıları süper bir sözlü ifade yeteneğine sahipken, derdini yazı ile anlatamıyor… Hem mesleğim hem de kişisel okuma alışkanlığım nedeniyle hayatla ilgili pratik ve felsefik sorunlara cevap bulabilmek için okuyor olmanın gerçekten yeterli olacağını düşünüyorum. Maşallah, kanunlarımızın düzenlemediği alan zaten kalmadı gibi. Daha ulvi, romantik, felsefik, bilimsel sorularınız varsa bunları da mütevazı okumalarla çözülebileceğini düşünenlerdenim. Okuma ve yazma alışkanlığı olmayan insanların muhakeme yetenekleri de az gelişiyor ki bence muhakeme yeteneği hayatla sorunlarımızı çözmenin en önemli aracı... Manasız iç sıkıntıları da önlenebilir okuyarak, yazarak; tek başınıza kaldığınızda bile sıkılmamanız garanti olur bu sayede... Ben okumanın ve yazmanın iyileştirici etkisine inanıyorum. Ne okudurğunuz, nerden okuduğunuz hiç önemli değil. Okuma eylemi önemli. Çünkü okuma alışkanlığı okudukça (çaktırmadan) yerleşir ve siz zaten her okumanızda okuduğunuzun içerik ve kalitesi yönünden çıtanızı yükseltirsiniz. Bu yüzden okuyup yazabildiğime şükrediyorum.
8. Bir şükür listesinde "mutluluk" temalı bir şükür olmaması düşünülebilir mi? düşünülemez, ben de değineyim ancak farklı bakış açısıyla: Hem mutlulukta hem mutsuzlukta ısrar eden bir insan olmadığıma şükrediyorum. Bugüne kadar ki hayatımda öğrendiğim ve öğrendikçe hayatın "nötr" keyfini daha fazla çıkarmaya başladığım bir şey: Mutsuzluk da mutluluk kadar doğal bir şey, her ikisine de fazla yapışmamak lazım. Eminim bu yazdığıma çok şaşıp, dehşet duyan olacak. Kapitalist toplumlarda mutluluk hayatın amacı olarak pompalanır ve mutsuzluk en büyük günah sayılırken, -kapitalizmin dibine vurmuş olsa da- kültürel olarak tutucu/dindar olan toplumlarda da adeta mutluluğa şeytan gözüyle bakılıyor… Her ikisi de realitenin bir ucuna yapışmış ve orada kalmakta ısrarcı. Yok öyle bir şey! Mutsuz olmaktan korkmayın, hiç bir mutsuzluk sonsuza kadar sürmüyor ve tabii hiç bir mutluluk da... Bunun farkına varınca insan üzülmekten de sevinmekten de korkmaz hale gelip, daha bir özgürleşiyor. Her ikisinin de hakkını pek güzel veriyor. Mutsuz olmadan mutluluğun kıymetini anlayamazsınız. Tıpkı sağlık gibidir bu. Çok şükür ki bu gerçeği farkettim, mutluluktan da mutsuzluktan da korkmuyorum.
9. Basit şeylerden keyif alabildiğim için şükrederim. Burada da kelime oyunu yaptım, "alabildiğim" için dedim, "aldığım" için demedim. Çünkü hayatın akışı içinde basit şeylerden zevk alamadığım zamanlar oldu, oysa basit şeylerden keyif almak benim temel kişilik özelliklerimden biriydi. Ama işte belli dönemlerde, belli olaylar nedeniyle bu özelliğimi kaybettim. Ve sonra geri kazandım. Ha bu arada, beni de "iki lokma bir hırka" insanı sanmayın: Lüksü, hovardalığı, konforu çok severim. Dibine kadar kapitalizme batmış bir toplumda yaşıyoruz, "basit şeylerden keyif alabilen" insanları adeta "enayi" olarak yaftalayan:) Bu şartlar altında basit şeylerden, onları küçümsemek yerine, keyif alabilmeye devam etmek büyük beceridir. Bu beceriye sahip olduğum için şükrediyorum.



Hiç yorum yok: