18 Kasım 2014 Salı

MADRİD - 4

Biz bu gruba bayıldık.
Makyajları, kostümleri, ve  mimikleri, çaldıkları neşeli parçalara eşlik ediyordu.
Çocuk dinleyicilere ise özel ilgi gösteriyorlardı göz teması kurarak ve mimikleri iyice abartarak:) 


Madrid usulü keyifli bir öğlen yemeğinden sonra bugünkü kültür turumuzu yapacağımız Reina Sofia Müzesinin önünde Barselona’dan gelen arkadaşımız Oğuz’la buluşup, hep birlikte müzeye girdik. Aklınızda olsun: Reina Sofia Müzesi de Pazar günleri ücretsiz. Reina Sofia, Prado’ya kıyasla daha yeni (ağırlıkla 20. Yüzyıl) sanat eserlerine ev sahipliği yapıyor. Yani Dali, Picasso gibi dahi ressamların eserlerini burada bol miktarda görebilirsiniz. Picasso’nun meşhur ve dev ebatlı (yaklaşık 8mX3,5 m) tablosu Guernica’da burada. İlginçtir; Diğer galerilerde fotoğraf çekimi serbest olmasına rağmen sadece Gurnica’nın sergilendiği galeride yasak. 

Her dahi sanatçı gibi, Picasso da sanatın her dalında eser vermiş.
Alev bir Picasso heykelini incelerken...

Gurnica’nın hikayesine internetten kolayca ulaşabilirsiniz. Picasso, İspanyol İç Savaşı sırasında, Alman Nazi uçaklarının 1937’de Guernica şehrini bombalamasından o kadar etkilenmiş ki bu devasa tabloyu bombardımandan sonraki iki hafta içinde bitirmiş. Tablonun ebatları dikkate alındığında, imkansız gibi görünen, çok kısa bir süre bu. O zamandan bu zamana da   “savaşın yarattığı trajedilerin anımsatıcısı, savaş karşıtı ve barış yanlısı düşüncelerin sembolü” olarak kabul ediliyormuş. 

Madrid'de yiyeceğiniz  tapasların en klasikleri türlü türlü jambonlar olacak
Gezerken denk geldiğimiz,  "jambon barı" diye tanımlayacağım bu mekanın adı
Enrique Tomas
Pazar öğle yemeğimizi yediğimiz Enrique Tomas'da  satılan çeşit çeşit jambonlar orada veya ayak üstü yemek yiyecekler için küçük külahlarda ikram ediliyor.
Madrid'de jambon kadar klasik bir yemek/içki eşlikçisi olan zeytin turşularının en güzelini de Enrique Tomas'da yedim.  Bizde  neden zeytinin turşusu yapılmıyor ki? Alev pek sevmedi ama bence enfesti:)
Bu kadar sanatın olduğu yerde insanların mutsuz olması zor gibi geliyor bana. Nitekim sokaklar tempo düşürmeden cıvıl cıvıl olmaya devam etmekte, herkesin keyfi yerinde görünüyor. Oğuz’dan öğrendiğimize göre aslında İspanya halkının mutsuz veya depresif olmaları için ciddi sebepleri var: İspanya uzundur ekonomik krizle boğuşuyor, işsizlik çok fazla, ücretler düşük vb. Yine de, estetik, düzenli, insan-hayvan-sanat dostu şehirlerde, demokrat bir yaşam formunda yaşamanın ve temel ihtiyaçlar için talep edilen ücretlerin astronomik olmaması gibi nedenlerin insanların mutsuzluk ve umutsuzluklarını azaltıyor olduğuna inanıyoruz. Madrid de bu düşüncemizin kanıtı gibi geldi bize. 

Binaların her biri el emeği, birbirinden farklı kapılarına bayılacaksınız.

Reina Sofia tüm gün ücretsiz olduğu için çok daha uzun vakit geçirdik burada. Sanırım 4 saate yakın... Galeriden galeriye adeta “huşu” içinde geçtik. Tabii artık internet sayesinde dünyanın neredeyse tüm sanat eserlerine anında ulaşabiliyoruz. Ancak, bunları canlı görmenin zevki elbette başka oluyor. Özellikle, çocukluğunuzdan, kitaplardan, gazetelerden bildiğiniz bir tür “efsane” kabul edilen bir sanat eserine yaklaşırken dahi içinizin ürperdiğini hissediyorsunuz. Bu eserler karşısında hakikaten nefesiniz kesiliyor, sessiz kalıyorsunuz.  Bu resimlere yansıyan yetenekler insanın içindeki tanrısal güçlerin yansıması değildir de nedir?


Pazar günü geniş bir caddede böyle bir dini merasime denk geldik.
Önemli bir azizenin anma günüymüş, onu sembolize eden bir heykel
kalabalık bir insan grubu tarafından ve ilahiler söylenerek taşınıyor. 

Müze sonrası Oğuz’un Barselona’da yaşayan arkadaşlarıyla buluştuk, geceyi farklı semtler ve üç farklı tapas barında yaptığımız keyifli sohbetler eşliğinde tamamladık. Madrid’de hayat 24 saat kesintisiz devam ediyor. Tabii ki eğlenmeyi sevdikleri belli, ama bunda özellikle bahar ve yaz aylarında güneşin hayli geç batmasının da biraz etkisi olabilir. Dışarıdayken hava geç vakte kadar aydınlık olduğu için yorulduğunuzu anlamak zor oluyor.  Bunu ancak yatağınıza uzandığınızda anlıyorsunuz:)


Her yerde seramik tabela işçiliğinin güzel örnekleriyle karşılaşacaksınız.
Bu tabela da bir tavernaya ait.  

1 yorum:

Sokak şairi dedi ki...

harika bir bakış açısı ile farklı bir anlatım olmuş teşekkür ederiz